KENDİNİ DOĞURABİLMEKMİŞ HAYATA HOŞ GELMEK

69 0

İnsan kendisini doğururmuş. Evet, yanlış anlamadın sevgili yol arkadaşım.  İnsan kendisine gebe kalır, içinde büyütür, geliştirir ve kendisini doğurur.  Sonrada dünya’ya getirdiği kendisine daha sıkı sıkıya bağlanır. Bunu nereden mi biliyorum? Tabii ki kendimden… Peki, ben bunu ne zaman anladım?   

Bir kış günü bir bavul ve bir sırt çantası ile bombalanmış, dümdüz olmuş, kardan her yerin beyaza büründüğü, ayazdan insanın dışarıda buz kestiği o şehre ilk kez ayak bastığım gün anladım. Elimde bavulum ve sırtımda bir sırt çantası gittiğim yolun nereye varacağını bilmeden etrafı izlediğim o gün, içimdeki ürkeklik, telaş, korku adına daha başka neler denilebilirse… İçimde daha önce hissetmediğim şeyler ve bir ton cevapsız soru:

  • Ben nereye geldim?
  • Burada yaşayabilecek miyim?
  • Başıma neler gelecek?
  • Ben nasıl mücadele edeceğim?..

Bu sorular ne kadar can sıkıcı dursa da meğer kendime gebe kalıyormuşum. Bu zamana kadar hiç yalnız kalmamışım. Hep arkamda olanlar varmış ama şimdi yapayalnız bir bavul bir sırt çantası… Artık başkalarının fikirleri ile değil kendi fikirlerim ile yola çıkmak zorunda kendi kendime yardım etmek zorunda kalmıştım.

Daha sonra kalacağım eve gittim. Tanımadığım beş insan, beş karakter, yeni oda, yeni mutfak, yeni iş…  Yeniden başlamak ne kadar korkutucu diye düşünürken bunun benim kendi içimdeki beni beslediğini, büyüttüğünü nereden bilecektim.  Tüm bu zorlukları yaşarken bir tomar peçete ile ömrümde görmediğim o karlı dağları izlerken, ömrümde hiç dinlemediğim şarkıyı dinlerken buldum kendimi. Derin bir nefes çektim içime. “DOĞMAK ZAMANI” dedim adına bu nefesin.  Ve “KENDİME HOŞ GELDİM”. Artık bambaşka bir ben vardı karşımda. Yaşadıkları, duyguları, düşünceleri, zorluklar onu zaman içerisinde bambaşka yapmıştı ve yeni bir karakter gelmişti dünyaya. Ama doğmak yetmezdi. Bir de dış dünyaya alışmak ve yetişmek lazımdı. Peki, sonra ne mi oldu?

– Hatalarım en büyük şansım oldu.

  – Kendim kendimin en yakın arkadaşı oldum

  – Kendi kendime kahve yudumlamak en büyük ihtiyacım oldu.

  – Başarı en büyük keyfim oldu.

  – Maddeye, markaya daha az maneviyata daha çok önem vermeme sebep oldu.

  – En önemlisi bireysel mutluluğumu tamamlayıp, toplumsal mutluluğa yönelerek mutluluğu toplumun faydasında aramak oldu. Yani bir bakıma başka mutluluklara elçilik yapmak oldu.

                                                                            …

Ve hep diyorum ki “İYİKİ KENDİMİ DOĞURMUŞUM, HOŞ GELDİM GERÇEK BANA, HOŞ GELDİM GERÇEK BENİM”.

Bir cevap yazın