Popüler Kültür ve Okuma Uğraşı-IV

59 0

Kitap Ekonomisine Giriş ya da
İyi Bir Kitap Alışverişi Nasıl Yapılır?

Bu yazı dizisine başlandığında asıl gaye ısrarla sınırları çizilmeye çalışılan iyi okuyuculuk mefhumunu, kendi içerisindeki saikleri ile anlatmak idi. Bu açıdan bakıldığında, tüketim çağının da bir getirisi – ya da belki götürüsü- olarak kitap alışverişi meselesini açmakta fayda olacaktır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, sahiplik ve sahip olmak dürtüsü iyi bir okuyucu için zaman içinde büyük bir soruna dönüşebilir. Zira maddi imkânlar, kitapların kapladığı alan, okunmamış yığının giderek büyümesi gibi birçok sorun bu dürtüden beslenerek gelişir. Bunu aşmanın yolu bilinçli bir okuma kadar bilinçli alışveriş ve kontrol edilebilir bir sahiplik dürtüsüyle hareket etmektir. Elbette bunun nasıl gerçekleşeceğine dair öneriler de var ve ortaya konmalı.

Kabul etmek gerekir ki, internet üzerinden alışveriş imkânları ve bunun sağladığı ekonomik ayrıcalıklar, çoğu zaman kira, çalışan maaşları ve daha birçok masraf sebebi ile belirli indirim imkânlarına sahip olamayan kitapçılara göre çok daha fazla kitaba, çok daha kolay ulaşılmasını mümkün kılıyor. Hatta artık kitap kargolarının açılış videoları oldukça popüler bir “iyi okur” nişanesi haline geldi. Neredeyse kitaba temas etmeden ve tanıma emeği ortaya koymadan bir tıkla ve 10-15 dakikada yapılan alışverişlerin görece okumanın önüne geçen “yeni kitap aldım” hazzı ve alışkanlığı.

Burada iki yönlü bir kitap ilişkisi kurulması kitaba dair eylemimizi yine görece ahlaki, insani ve nitelikli bir düzleme taşıyabilir. Öncelikle kitapçı iyi bir okurun olmazsa olmazı. Kitapçı gezmek, kitaplara dokunmak, buralarda birkaç saat geçirmek okur-kitap ilişkisinde asla ihmal edilmemesi gereken bir nokta. Bir emek göstergesi. Çünkü salt kitaba sahip olma imkânı olarak görülen bir tedarikçi unsurun varlığı –bilhassa da online alışveriş siteleri- tek başına yeter bir kitap ilişkisi sağlamaz. Kaldı ki, kitap kadar, kitapseverlerle birlikte olmak, aynı mekânı aynı havayı paylaşmak hatta şirin bir kıskançlık ve merakla kimlerin hangi kitapları seçtiğini izlemek çok kıymetli bir tecrübe olabilir.

Yakın zamanlarda birçok kitapevinin, bunların önemli bir kısmı artık sembol haline gelmiş neredeyse yarım asırlık idi, bir bir kapanma haberi, aslında yukarıda belirtilen ilişkinin artık giderek zayıfladığına delalet etmekte. Burada anlatılmak istenen asla bir mazi romantizmi değil. Kitapla bağını kitapçılar üzerinden kurmuş bir neslin son temsilcilerinden biri olarak bugünün okur profilindeki önemli bir eksikliği ifade etmek gayreti en fazla.

Burada sadece kitaba dair bir ilişki değil bunun yanında bahse konu sektörel bir yapıdan da bahsetmek gerek. İyi kitapçılar, bu kitapçılarda çalışan birçok genç ve bu kitapçılar çevresinde akan bir ekonomik sistemden beslenen azımsanmayacak bir kitle. Bunun devam ettirilebilmesinin yolu da bir şekilde kitapçılar ile kurulan ilişki. Şunu unutmamakta fayda var, okumak sizi insanlardan uzaklaştırabilir ama insanlıktan değil. Okumak salt bir pragmatist, didaktik hatta hedonist bir eylem değildir, insani bir misyona da sahiptir. Bana ne dememeyi öğretir, sorumlu bir aydın tavrı hatta refleksi de oluşturur/oluşturmalı. O yüzden yukarıda ifade edilen okur – kitapçı ilişkisine bu yönüyle de bakmakta fayda var.

Şimdi buna bağlı olarak sorulması gereken soru şu, bahse konu ilişki nasıl kurulur? Kitap ekonomisi nedir? İyi bir kitap alışverişi nasıl yapılır?

Önceki yazılarda da ifade ettiğimiz üzere iyi bir okur olmakla maddi imkânların ve ne kadar kitap alabileceğinizin doğrudan bir bağı yok. O zaman iki temel unsura göre belirlenmesi gereken bir kitap alışverişi alışkanlığı şart: Ekonomi ve iyi seçimler.

Bilmelisiniz ki almanız gereken kitaplar hiçbir zaman bitmeyecek. Bu manada elinizdeki imkânların planlı kullanılması önemli. Şimdilerde yaygınlaşan yayınevine ait kitapçılar ve sundukları daha makul fiyatlar, eskisi kadar olmasa da fuarların sağladığı kampanyalar ve dahi gerektiğinde online indirimler, tercih edilmesi makul görülecek temin alanları. Bu, kendi içerisinde bir ekonomik düzen de sağlayacaktır. Zira bu imkânların doğru kullanılması yukarıda bahsedilen sahip olma dürtüsünü de rahatlatabilecek bir ortam sunabilir. Nihayetinde 6 kitaba sahip olacakken sırf bu plansızlık sebebi ile neden 4 tanesi ile iktifa edilsin ki?

Buna bağlı ama bağımsız da göz önüne alınması gereken diğer nokta ise iyi seçimler şüphesiz. Tabii ki burada bir sistem zorlaması ya da kitap ile ilişkide özgürlük kısıtlayıcı bir baskı yok. Kastedilen şey, zamanın imkânları kısıtlayıcı gerçekliğinde özellikle genç okuyucuya yol açmak ve imkânlarını doğru kullanmak noktasında fikir vermek.

Ayrıca, bir kitaplık kurmak başlı başına inşa işidir. Ve inşanın en önemli unsuru güçlü bir temel üzerine yapılması gerekliliğidir. Bu durumda, iyi bir okuyucunun sığınağı olarak, basit sahiplik dürtüsünün çok üstünde bir ruhla inşa edilmiş olan kütüphanelerin temelini de çoğu zaman klasik olarak tanımlanan kitaplar oluşturur. İyi bir kitap alışverişinin özünde de bu anlayış olmalıdır. Temelin inşası ise bir binanınki gibi devam etmez. Süreklidir. Eksiklerin tamamlanması bilinçli bir yaşamın gereğidir. Seçimlerin genelde bu bilinçle yapılması önemlidir. Hatta listeler yapılırken her bir alışverişe bir adet temele müteallik eserin eklenmesi faydalı olacaktır.

Son olarak iyi bir kitap alışverişinde sadece kendinize dair parçalar olmamalı. Dostlar için de bir şeyler alınmalı. Çünkü kitap hediyesine her zaman hazır olunmalı. En fazla da kitaplığınıza musallat olma niyetindeki bir dostunuzu savuşturmak için. Hayatın temel dengesi vermeden istememektir. İyi bir kütüphanenin oluşmasında bereket kavramının etkisi büyük. Yoksa bir kütüphaneye değil sadece yığına ya da en fazla görsel bir dekora sahip olursunuz. İyi bir kitap alışverişinin gayesi çok kitaba değil kendinizi güvende hissettirecek kitaplara sahip olmaktır. Walter Benjamin’in de dediği gibi; kitaplar bazen birlikte yaşamak için de alınır. Ve birine güvenmiyorsanız birlikte yaşayamazsınız.

Bir cevap yazın