Ne Bırakmışsa Zaman

78 1

. . _ _ / . . _ _ / . . _ _ / . . _

Topla, kaldır önümüzden ne bırakmışsa zaman,
Ne bırakmışsa götür, silkele benden uzağa.
Fizan’ın tâ Fizan’ından ötelerden öteye
Bir derin boşluğa dök, düşmesin aklım tuzağa.

Kılıfından sıyırıp aklımı fırlat, bumerang
Gibi dönsün de asılsın kurumuş bir ağaca.
Üşüyen kalbine giydir ağacın ellerimi
Ellerim, kalbini assın gün alan bir yamaca.

Topla, kaldır günümüzden ne unutmuşsa zaman;
Şakağımdan sızan efkâr, dudağımdan düşen ah…
Bitmeyen bir şiirim var senelerdir uzayan
Yetişir bunca cürüm ah, yetişir bunca günah!

Bir masaldan çıkagelmiş peridir hatıralar,
Ütüsüz elbisedir aynada yorgun yüzümüz.
Periler attaya gitmiş nicedir bîhaberiz,
Yüreğin yağmurudur sapsağanak güldüğümüz.

Topla, kaldır dünümüzden ne bırakmışsa zaman;
Sonbahar artığı mevsim, uçurum gözlü kışı…
Baharın gözyaşı süsler çiçeğin mendilini,
Ki bahar bir çiçeğin cennet-i âlâ bakışı.

Ufacık şulesi kâfi ateşin yanmak için
Tarumar halde yürekler gömülür can dağına…
Tutuşur gözlerimin akları başlar kana kan,
Belenir gözbebeğim gamzelerin kundağına.

Topla, kaldır yönümüzden ne bırakmışsa zaman;
Ne hayâlin izi kalsın ne rüyanın ışığı…
Doğmasın zahmet edip söyle çoban yıldızımız
Boynumuzdan dolanır er geç ecel sarmaşığı.

1 comment

  1. Zamanın sancısını taşır omuzlar elbette,
    Topla, kaldır yönümüzden ne bırakmışsa zaman;
    Kaldırmaya gücün yeterken neden durur yerde?
    Kuvvetin kadar irade de ister bu meyelan.

    Velev ki gelse bir an kalbine coşku, heyecan.
    Yetmez ki o şevk, taşımaz yükü ani cereyan.

Bir cevap yazın