AYNALARIN İHANETİ
Zâtınıza doğru yola çıktınız
Saçlarınızda kaldınız
Biz bilmezdik hangi renk hangisinden güzel
Kim güzel kim çirkin
Bize sordunuz
Size biz ışığı sevdirdik
Parlamayı siz sevdiniz
Vazgeçtiniz
Direksiyonu podyumlara kırdınız
Elinizde iğne iplik
Yeni bedenler, bedenler, bedenler diktiniz
Vazgeçtiniz
İçinizin yollarını haramilere bıraktınız
Yabani otlara, heyelanlara
Gün geldi içimizde yaşadınız
Hayatınız sandınız size gösterdiklerimizi
Zamanın fırçasını unuttunuz, inandınız
Sizi gösterdiğimiz gibi kalacağınıza
Nasıl bize inanırsınız?
Tüm yazıları ters gösteren bize
Nasıl emanet edersiniz alın yazınızı?
İnançların boğazını kesen gelinler gördük
Duvaklarıyla bambaşka yüzleri örten
Cilâların, eşi görülmemiş düğmelerin
Şahit olduk tüm hırsızlıklarına,
Yasal cinayetlerine
Sesimizi bile çıkarmadık
Firavunlar da güzeldi bizce
Katedraller de kolezyumlar da
Yeraltının bütün kuru kafaları
Hep gülerek bakardı bize, dişlerini severek
Ruhtan anlayan bilgeler varken
Bizi siz seçtiniz
Ruhunuzu biz astırdık size
Hain değildik hadd-i zâtımızda
Ama tedrici bir ihanet ettik size
Saçlarınız güzel, yolunuza devam edin