İnsan yaratıldığı günden bu güne kadar, insanlık hep ikiye ayrıldı. Dünyanın kuruluşu, Habil ile Kabil’in yaratılışı da belki bu yöndeydi. Yüzyıllardır süren iki yol var. Ve yüzyıllardır bu iki yolda ısrarla yürüyenler var. İyiliği ve güzelliği seçenlerin yolu. Kötülük ve çirkinliği tercih edenlerin yolu. Savaş; keşke yeni tanıştığımız bir kelime olsaydı. Kadınların, çocukların zulüm görmesi, alıştığımız değil de, anlamaya çalıştığımız bir eylem olsaydı. Bir ülke, bir toprak parçasında yaşayan herkesin yaşadıkları da eşit olsaydı. Zenginin, paralıların ve imkânı olanların yaşadığı rahat ve lüksü herkes yaşamasa da olur ama, fakirin, garibanın çektiği zulüm ve sıkıntıyı herkes yaşasa olur mu? İnsanlık bugünlerde savaşı ve barışı tercih edenler olarak ikiye ayrılıyor. Savaşı isteyenler, bir başkasına zarar vermeyi, hakkı olmayanı almayı ve dünyaya kötülük yaymayı alışkanlık haline getiriyor. Barışı isteyenler ise, başkasına zarar veren, bana da zarar veriyor, hakkı olmayanı alan, benim hakkıma da göz koyuyor diyor. Barışı isteyenler, dünyaya iyilik yaymayı alışkanlık haline getirmekte zorlanıyor. Neden mi? Çünkü gücün varsa bu dünyaya elindekini ve kalbindekini yayabilirsin. Paran varsa ancak bir şeyler için ses çıkarabilirsin. Makamın varsa bu dünyada işte o zaman yaptırım gücüne sahipsin. Bilmem kaçıncı yüzyıldayız. Evet bu yüzyılda dahi, bir yerlerde masumlar oluyor. Bir yerlerde kadınlar, çocuklar ve garibanlar kötülüğün karşılığında hayatlarından oluyor. Bir yerler de hâlâ ve hâlâ insanlar hırs, dünya sevgisi ve hasetten beslenip masumların canını acıtıyor. Zalimler her zaman zalimlikleri ile gündemde mazlumdan daha çok sesi çıkan oluyor. Acımasızca değil mi? Aklımıza adalet nerede sorusunu getiriyor değil mi? Haşa yaradan buna nasıl müsaade ediyor bile diyebiliyor insan değil mi? İşte hikâyenin ana fikri bu! İşte imtihan bu! İşte uğruna taptığımız dünya bu! Dünya bizim seçimlerimiz için kurulmuş bir terazi. Yukarıda da bahsettiğim gibi. Yüzyıllardır süren iki yol var. Ve yüzyıllardır bu iki yolda ısrarla yürüyenler var. İyiliği ve güzelliği seçenlerin yolu. Kötülük ve çirkinliği tercih edenlerin yolu. Hangi yolda gideceğini seçmek, aklın ve kalbinin müşterek kararı. O yolu inşa etmek ise onun takdiri. Sen hangi yolu tercih edeceğine karar ver. Her durumda, şartlar ne olursa olsun yolundan şaşmayacağına dair kendine söz ver. Unutma! Doğru yolda kimse kaybolmaz…