Bir dilek tut
Söndürme mumları
Benim olsun tüm unutulmuşlar
Çiçekleri sulayan anneler
Yine geçelerse buradan
Bir dilek tut
Tam burada
Bu hizada
Bu noktada ben de unutulayım
Geçmiş ve gelecek duymasın sesimi
Evrenin bir tanımsızı da ben olayım
Gözümü aldı bu ışıklar
Milyon dolarlık masada çıkan kavganın
Yer sofrasında yediğimiz yumrukları
Hiç duymadığım bir dinin günahkârı yaptı beni
İki kere yandım
Bir dilek tut
Çok yoruldum
Cansız düşen damlalardan biliyorum
Hissediyorum, kurşunladılar yağmuru
Masal bilen nineleri
Üç tekerli bisikletleri
Ruhumu
Yakıştıramadım bu yeni sesimi
Elbisemi
Entelektüel fısıltıların
Dilin dönmediği kavramların
Ansiklopedilerin
İsim koymadığı bir şey getir
İster rengi solmuş olsun
İster gözü kör
Şuracıkta dursun yeter
Yanı başımda, evveliyattan
Uyur-gezer sevdaların taşeron işçileri
Allah’ı da unuturlarsa bir gün
Bir dilek tut
Ya yollara düşeyim
Ya da bu asrın cebinden
Göğsümüze dokunuyorsa artık
Zamanın dokunulmazlığı
Bir dilek tut
Yeniden tanımlansın ömrümüze kuşlar