Deniz’e Dair
İçimizde yeşeren bir fidansın hâlâ
Her vakit terütâze kalacaksın
Bilirim yüreğinde bir dâvâ taşımanın
Ne kadar ağır olduğunu
Büyük bedeller ödettiğini
Herkesin ütopya dediğine
Senin gerçek bir gözle baktığını
Ülkeler büyüklüğünde ve hasretinde
Ufacık bir of sesinin bile bir dağ gibi
İncecik dalına bindiğini hissediyorum
İçi yanar yüreği büyük olanların
Gönül dili olan konuşur
Kalp kulağı olan duyar
Konuşurken hep doğruyu haykırır
Feryat figan bitsin diye çırpınır durur
Çocuk gülücükleri gibi
Şen şakrak aldatma olmayan
Serin sesler duymak
Elinde ekmeği dilinde sevgi olan
Mütebessim yüzler görmek temennîsidir
Öyle kutsî öyle büyüktür ki
Başkaları için bir şey istemek
Yüreğinin yangını sönmez hiç
Çağının deliliğini yaşarsın
Damarlarında deli deli akar
Bir nehir şiddetinde
Deli kanı olan delikanlımın
Sen de öyleydin yirmi beşindeydin
Gençliğinin en güzel çağındaydın
Güzelliklerin bahârı yazındaydın
Nasıl oldu da yaz bitmeden
Zemheriyi kapında buldun
Oysa bahârı haykırıyordun
Güneş doğsun istiyordun
Her pencereden çocuk sesleri
Elleri kenetlenmiş yurdum insanlarını
Hayâl ediyor rüyâsını görüyordun
Senin zamânında rüyâlar bile yasaktı
Bakar kör olmak zordu senin için
Gerçi sen yüreğinle görüyor
Gözlerinle konuşuyordun
Gerçekleri duyurmak için illâ ki
Kalem kâğıt gerekmezdi
Bir susuş bile en zorba zâlimleri
Korkutur uykusunu kaçırırdı
Bu ülkede canlar çok olduğu kadar
Câniler de o kadar çoktu delikanlım
Senin hayâlinde mutlu yarınlar vardı
Güzel insanların güzel muştusu vardı
Rüzgârın kokusu geliyor ki
Yelkenler açılıyor delikanlım
Her güzellik demini beklemekte
Bir kulağın da bizde olsun
Ebedî istirahatgâhında
Rahat uyu güzel delikanlım
Senin gibi yüreği volkan olanlar
Buz dağlarını eritecek
Her ovaya her obaya
Âbıhayat sunacak
Herkes kana kana içecek
Sen de alacaksın tadını tâ ötelerden
Fâik KUMRU
06 Mayıs 2015
Ankara