gelirken bu yok idi, böyle kara sevdaya
düştüğümü sonra sen, önce Allah biliyor
hiç sevinç getirmedim gittiğim hiçbir yerden
ne ki getirsem bile kimse heveslenmiyor
çemrenip dalıyorum içine cinnetimin
köşker bana bakıyor ayakkabı yerine
sesleri duyulurken cızırdayan etimin
kaçıp sığınıyorum Toros eteklerine
müsebbibi değilim, anlamam tediyeden
bilmek için ne aklım ne de ömrüm yeterli
yırtık uçurtmaları, sen onar incitmeden
sen söyle aşka düşen kadınlar neden terli
kışla sevgili oldum, ne yaz ne de ilkbahar
sundu bana kendini, sevdi beni birazcık
iliklerim donuyor, kar topluyor havalar
akraba hiç sayılmam varsa da akrabalık
ben şubat görenleri ellerinden tanırım
her kavgaya karışmaz elleri şubat olan
yine hüzün giriyor kısık sesime, tanrım
gökçe kızlar uçuyor yüzümü zorlu kılan