Boşluklara aynalar tutuyorum
En umulmadık anlarda yapıyorum bunu
Kendim bile şaşırıyorum
Ne var diyorum bu kadar
Ne taşıyor bu boşluk içinde
Hiç yorulmadan nasıl yapıyor bunu
Söyle gücün yetiyorsa şimdi
Sen hangi boşluksun
Kahırdan yapılmış kalelerim var benim
Ne zaman bir sevinç çığlığı atsam
Hemen yankısı düşer kale diplerine
Ama iniltiler duyulmaz
Mahzenlerde metruk bir yabancıdır iniltiler
Kulağını tıkar boşluklar onları duyunca
Kale duvarları sesi boğar
Kahırdandır çünkü
Yorgun düşmüş bir yolcu sırtını dayar
Bir savaşçı atını bağlar ona
Tüccarlar gölgesinde pazarlık yapar
Fakat hiçbiri duymaz iniltileri
Sessiz çığlıkları
Susuşları
Ne zaman bir çocuk kahkaha atsa
Sarsılır kale duvarları
Bir çocuk ne zaman sarılsa sevinçten
Bir taş düşer duvardan
Çocuklar güldükçe ve sarıldıkça
Yıkılır bir bir duvarlar
İniltiler susar
Boşluklara tutulan aynalar kırılır
Ve toz hâlinde savrulur her bir boşluk
Her taşında bir keder barındıran kahır kaleleri
yıkılır birer birer
Kahırdan kaleleri yıktığım ellerimle bildim seni, buldum seni. canım sevgilim.
Bir daha hiç kaybolmayalım, hiç kaybetmeyelim, hep var olalım sevdiğim.