Bu akşam, yalnızca ben, ağlamak istiyorum
Gidin başımdan bugün, hiç rahatsız etmeyin.
Bu anı doyasıya yaşamak istiyorum,
Düşün yakamdan artık ömrümü tüketmeyin…
Pervaneler gibi siz, döndükçe başucumda
Delirten yüzünüze mecbur muyum bakmaya?
Ümidi tutmak için bir lahza avucumda,
Mecbur muyum gölgemi geride bırakmaya?
Ipıssız bir sokağın loş kaldırımlarında,
Karşımda gövdenizi görmek zorunda mıyım ?
Yahut bir yavrucağın ürkek kıvrımlarında,
Rahmeti nakış nakış örmek zorunda mıyım ?
Bir gayya çukuruna bıraktınız kalbimi.
Üstüme rüzgar esse, hep sizden bileceğim.
Saplandım bataklığa, kabuslarım daimi;
Bir yaprak düşse yere korkup, irkileceğim.
Her gece sesinizden yandıkça yanıyorum
Kavuran ateşiniz sarar iken derimi;
Sanki sessiz ölümü, önceden tanıyorum,
Önceden tanıyorum, can ürpertilerimi.
Sizin yüzünüzden hep meyhanelere düşmem,
Hep sizin yüzünüzden beynimin fırtınası.
Kendime düşman olmam, benliğimle dövüşmem,
Hep sizdendir ruhumun, bitmeyen ihtirası.
Yanıma gelmek için heveslenmeyin sakın!
Küçük bir izin verin, bana bu akşam olsun…
Ne olur, yüreğimi tek başına bırakın,
Yoldaşım biraz hüzün, birazcık da gam olsun.
Gidin başımdan benim, hiç rahatsız etmeyin
Bu anı doyasıya yaşamak istiyorum.
Düşün yakamdan artık ömrümü tüketmeyin,
Bu akşam yalnızca ben ağlamak istiyorum…