Han kapıları açılıyor
İşte biri daha.
Ah şu anlaşılmak derdi,
Gider gelirsin
Bir kapıdan bir kapıya.
Gölgen eşiklere vurur başını,
Bir sen kalırsın dışarıda.
Yakana yapışıp kalan leke
Dikenleriyle inciten gurur.
Diliyorum fakat
Yürümekle uzaklaşılmıyor.
Yürümekle bulunmuyor, af diyarı.
Hatırlamak ağrısı ise
Bir köşede kaybolmuyor.
Sırtında katran karası yükler,
Yüreğinden arınamayan sızı,
Ya bir uçurum bulunmalı
Ya da bir kör kuyu.
Beyazını pembeye çalan gözlerle
Bakıyorsun işte.
Reçeteye yazılan isim,
Aynada gördüğünden başkası değil.
‘Sana sorulan soruyu
Yalnız senin çözebileceğin’ gerçeği.
Zihnini kemirip duran akrepler
Zehrini akıtamadığın
Birden gelirler, kesilir nefesin.
Harabeleri çoğaltmak mı baltayla,
Yoksa bırakmak mı ruhun heykelini?
Kolay değil, yaşamak
İnsan olmak kolay değil
İnsan kalmak kolay değil hasılı.
Yorgunum deme büsbütün
Bak, frezyalar aydınlanıyor usulca.
O beyazlık olmasa
Baş edilmez gelinciğin alıyla.
Ah şu anlaşılmak derdi,
Fazladan bir nefes daha dilenmek
Başkalarınca.
Yüreğindeki emanete kulak ver
Yarasaların çığlığını duyacağına.
Kandil yakan şefkatli anne eli
Uzanır masalları uyandıran dokunuşla.